Adenomatöz polipler, özellikle batı ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 50 yaşından büyük kişilerde tarama kolonoskopilerinin %20-40’ında görülür. Yakın tarihli, bir seri polip oranlarının, yaş ve cinsiyete bağlı olduğu bildirilmiştir. 50 yaşından küçük kişilerde, kadınların % 12’si ve erkeklerin %24’ünün tarama kolonoskopisinde polip(kanserojen polip) olduğu bulunmuştur. 80 yaşından büyük kadınlarda ve erkeklerde oranlar sırasıyla %27 ve %40’a yükseldi. Yakın zamanda yapılan bir popülasyon temelli çalışma, tarama kolonoskopisi uygulanan asemptomatik hastaların % 34.3’ünde en az bir polipin olduğunu tespit etmiştir. Otopsi serisinde sıklık daha da yüksektir ve yaşla birlikte artar. Kolonik adenoma (kanserojen polip) sahip olduğu tespit edilen hastaların üçte biri – yarısında eş zamanlı kolonik lezyon mevcuttur.

Dünya da kadın ve erkekte 3. sırada gözlenen ve 3. sırada ölüme sebebiyet veren bir kanserdir.

Kalın bağırsak kanserlerinin yaklaşık olarak %70’i sporadiktir ve  diyet ve bazı çevresel faktörler ile bağlantılı bulunabilir.

50 ve daha üzeri yaşlarda %5 kolorektal(kalın bağırsak ) kanseri gelişme ihtimali vardır.

  • 60 yaşından sonra %40 insanda kolorektal(kalın bağırsak) polibi gözlenir.
  • Bu poliplerin %90’ı kansere dönüşmez. Tipleri önemlidir.
  • Adenomatöz poliplerin kansere dönüşme ihtimalleri yıllık olarak % 0.25 ‘tir.
  • 1 cm’nin altındakilerde kanser gelişme ihtimali %5 ‘dir.

YAYGINLIK

Adenomatöz poliplerin yaygınlığı 4 ana faktörden etkilenir: Popülasyonda kolon kanseri, yaş, cinsiyet ve aile geçmişindeki CRC öyküsü. Kolon adenomlarının sıklığı popülasyonlar arasında büyük farklılıklar gösterir, ancak kolon kanseri için daha büyük risk altındaki popülasyonlarda daha yüksek olma eğilimindedir. Bir örnek ile açıklayacak olursak, Hawaii’de yaşayan Japonlarda çok yüksek polip, yaygınlık oranıdır veya (kolon kanseri için çok yüksek bir risk alanı) hala çok daha düşük riskli bir bölge olan Japonya’da yaşayanlar için çok daha düşük polip, yaygınlık oranıdır. Japonya’nın içinde bile, polip yaygınlığı, ülkenin farklı bölgelerinde kolon kanseri yaygınlığı ile oldukça ilişkilidir. Otopsi serisinden elde edilen veriler, polip yaygınlığının yaklaşık bir değerini vermektedir. Kolon kanseri için düşük risk altındaki popülasyonlarda, polip yaygınlığı oranları % 12’den düşükken, çoğu orta ve yüksek riskli popülasyonlarda, polipler popülasyonun % 30 ile % 40’ında bulunur ve % 50 – %60’a doğru yaklaşmaktadır. Yüksek riskli bölgelerde 65 yaşından büyük insanların üçte ikisi, kolonik polipleri barındırabilir.

Asemptomatik bir popülasyonda adenomatöz poliplerin yaygınlık oranı, GI semptomları olmayan ortalama riskli, sağlıklı kişilerde, kolonoskopi tarama çalışmaları ile de açıklanmıştır. Bu çalışmalar çoğunlukla 50 yaş ve üstü bireyleri kapsamaktadır, çünkü daha genç yaşlarda tarama önerilmemektedir. Bu gibi bireylerin yaklaşık % 27 ile % 32’sinde bir polip ve % 6 ile % 10’unda bir AAP olacaktır. Karşılaştırılma yapıldığında, 40-49 yaşları arasındaki asemptomatik kişilerin kolonoskopik taraması tübüler adenomlar için sadece % 8.7 ve AAP veya kanser için % 3.5’lik yaygınlık oranlarını ortaya çıkarmıştır. Kolonoskopik seriler, erkeklerin yaşları eşleştirilmiş kadınlara kıyasla 1.5 kat adenom riski taşıdığını göstermektedir, böylece otopsi serisindeki önceki gözlemleri doğrular. Erkekler de yaklaşık 1,5 kat risk ile kadınlardan daha yüksek AAP oranlarına sahiptir. Büyük bir veritabanı çalışması aynı yaştaki beyazlar ile karşılaştırıldığında kolonoskopik tarama geçiren Afrikalı Amerikalılarda 9 mm’den daha büyük poliplerin daha yüksek oranda olduğu gözlendi. Diğer veriler, Afrikalı Amerikalılar ve İspanyollar’ın her birinin Kafkasyalılar’dan daha yüksek adenom ve proksimal adenom sıklığına sahip olduğunu düşündürmektedir. Daha yakın zamanlarda, benzer bir veritabanı çalışması Kafkasyalılara kıyasla İspanyollarda adenomatöz polip oranında 10 mm’den daha büyük bir fark bulamadı. Poliplerin yaygınlığı yaşlılarda, özellikle 60 yaşından büyüklerde daha yüksektir. Aslında yaş, dünyanın yüksek riskli ve düşük riskli bölgelerinde adenom yaygınlığının en önemli bağımsız belirleyicisidir. İlerleyen yaş sadece daha yüksek polip sıklığı ile ilişkili olmakla kalmaz, aynı zamanda çoklu polipler, daha şiddetli derecede displazi olan polipler ve bazı çalışmalarda daha büyük polipler için daha büyük bir olasılıkla da ilişkilidir. 1’den fazla akraba CRC’den etkileniyorsa ve etkilenen akraba gençse, polip sıklığı ailede CRC ve polip öyküsü olan kişilerde daha yüksektir.

50 yaşından büyük asemptomatik kişilerde adenom ve kanser prevalansı

Özellikler Görüntüleme Methodu
Kolonoskopi CT Kolonografi Fekal DNA veya FOBT*
Hasta Sayısı 3121 1994 1233 4404
Yaş 62.9 59.8 57.8 68.8
Erkek (%) 96.8 58.9 59 44.6
Ailede CRC öyküsü(%) 13.9 2.6 14
Adenoma (%)
 Herhangi 31.9 13.6 27
 İleri patoloji 9.6 6.1 9.7
 Yüksek Dereceli Displazi 1.6 0.9
 ≥10 mm 4.9 2.5 3.9 5.2
 Villöz 2.9 3.2
Kanser (%) 1 0.6 0.2 0.7

CRC, Kolorektal Kanser; FOBT, Gaita Testi

SIKLIK

Yeni polip sıklığını tahmin etmek için kolonun zaman içinde 1’den fazla noktada incelenmesi gerekir. İki tip endoskopik çalışma bu analize uygundur: polipektomi sonrası (veya kanser rezeksiyonu sonrası) gözetim çalışmaları ve negatif kolonoskopik muayene yapılan kişilerde aralık muayeneleri. Tabii ki, her iki çalışma türü için, poliplerin küçük ama ölçülebilir kaçırılma oranı, görünen olay poliplerinin oranını etkileyebilir. Bu tartışmanın amaçları doğrultusunda, polipektomi sonrası kişilerde bulunan polipler nüks olarak kabul edilir. İlk negatif kolonoskopi sonrası kişilerde bulunanlar ise olay polipleri olarak kabul edilir.

Yeni poliplerin sıklığı % 24 ile % 41 arasında değişmektedir. Bir çalışmada, potansiyel olarak gözden kaçmış poliplerin kolonunu temizlemek için hastalara aynı gün iki kez kolonoskopi yapıldı ve % 38’inin 2 yıl sonra kolonoskopide yeni polipleri olduğu bulundu. İlk negatif incelemeden sonra üç yıllık sigmoidoskopi izlemiyle bir polipte % 3,1 gelişmiş polip ve sıklık veya % 0.8 prostat, akciğer, kolorektal ve yumurtalık (PLCO) kanseri olduğu görüldü.

Negatif bazal incelemeden sonra 3 ve 5 yıllık sigmoidoskopi takip sonrasında plco çalışmasından elde edilen güncel veriler, % 4,6 ileri olmayan polip oranı ve % 1.6 ileri adenom oranı gösterdi. Büyük bir gözetim çalışması, takip kolonoskopisi bulgularını 5.5 yıl boyunca inceledi. 10 mm’den daha küçük 1 veya 2 tübüler adenomu olan hastaların, ilerlemiş neoplaziye negatif bazal  kolonoskopisi olan hastalara göre ilerlemiş neoplaziye sahip olma olasılığı daha yüksek değildi. Ortalama riskte, başlangıç ​​kolonoskopisinde adenomu olmayan asemptomatik kişilerde 5 yıl içinde tekrarlayan kolonoskopi, yaklaşık % 16 ile % 27 bir polip ve yaklaşık % 1 ile % 2,4 arasında bir AAP tespit etmektedir. Bir kemopreventizasyon çalışmasında kabaca 3 yıllık aralıklarla 3 kolonoskopi uygulanan bireylerin % 10.3’ünde üçüncü çalışma kolonoskopisinde yüksek risk bulguları (≥3 adenom veya ileri adenom) vardı. İkinci kolonoskopi yüksek riskli bulgular gösterdiğinde, birinci muayenenin sonuçları anlamlı bilgi oluşturmazken, ikinci kolonoskopi negatifse, üçüncü muayenede yüksek riskli bulguların olasılığı, birinci muayenede anlamlı olarak daha yüksektir (% 12.3). İlk kolonoskopi düşük riskli bulgular gösterdiğinde bu oran sadece% 4.9’dur.

TABLO: 50 Yaş Üstü Asemptomatik Kişilerde Adenom ve Kanser Prevalansı

Özellikleri Tarama Yöntemi
kolonoskopi CT Kolonografi Dışkı DNA veya FOBT *
Ref  Ref  Ref Ref 
Hasta sayısı 3121 1994 1233 4404
Ortalama yaş, yıl 62.9 59.8 57.8 68.8
Erkek cinsiyeti (%) 96.8 58,9 59 44.6
Ailede CRC öyküsü (%) 13.9 2.6 14
Adenomalar (%)
 Hiç 31.9 13.6  27
 İleri patoloji 9.6 6.1 9.7
 Yüksek dereceli displazi 1.6 0.9
 ≥10 mm 4.9 2.5 3.9 5.2
 kılsı çıkıntılı 2.9 3.2
    Kanser (%) 1 0.6 0.2 0.7